• info@hasene.org.uk
  • +44 20 7254 8684

Kur’an’da Zekât

Kur’ân-ı Kerîm’de 30 âyet-i celilede zekât ibadeti bizzat “zekât” kelimesi ile zikredilmekte ve zekâtın ödenmesi emrolunmaktadır. Bununla birlikte, 14 ayette ise “sadaka” kelimesi geçmektedir. Bunların bir kısmı ile de yine zekât kastolunmaktadır;

“Onların mallarından sadaka al; bununla onları (günahlardan) temizlersin, onları arıtıp yüceltirsin. Ve onlar için dua et. Çünkü senin duan onlar için sükunettir (onları yatıştırır). Allah işitendir, bilendir.”

(Tevbe suresi, 9:103)

“İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağırılıyorsunuz. İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama kim cimrilik ederse, ancak kendisine cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer O’ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir, artık onlar sizin gibi de olmazlar.”

(Muhammed suresi, 47:38)

Şu üç ayet zekâtın farz bir ibadet olduğunun delilleridir.

“Namazı kılın, zekâtı verin.”

(Bakara suresi, 2:110)

“Müminlerin mallarından zekât al ki onları temizleyip mallarını çoğaltasın.”

(Tevbe suresi, 9:103)

“Hasat günü ürünün hakkını ödeyin.”

(En’âm suresi, 6:141)